Çikolatadan Eserler Çikolata Müzesi’nde
Türkiye’nin ilk çikolata müzesi olan Pelit Çikolata Müzesi, çikolatadan yapılmış birbirinden farklı eserlerle çikolata ve sanatseverleri buluşturuyor.
2014 yılında açılan Çikolata Müzesi, sahibi Selahattin Ayan’ın yaptığı kişisel çalışmalarının zamanla bir proje haline dönüşmesiyle ortaya çıktı. Müze, ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor ve ziyaretçilerin eğlenceli vakit geçirmelerini sağlıyor.
Çikolata Müzesi’nin oluşumuyla ilgili bilgiler veren Pelit Üretim Müdürü Bülent Baki, “Müzenin kuruluşu Selahattin Ayan’ın fikriydi. Selahattin Ayan, kişisel çalışmalar yapıyor ve eserler üretiyordu. Sonrasında çalışmalar gittikçe büyüdü ve proje halini aldı. Bu proje ise zamanla müze halini aldı.” diyerek son iki yıl içerisinde müzeye gelen ziyaretçilerin yoğunlaşmasıyla dünyadaki en büyük çikolata müzesi haline geldiklerini belirtti.
Müzenin sosyal sorumluluk yönlerinden bahseden Müze Müdürü Hakan Tetik, “Müzenin içerisinde hem kendi tarihimiz ve hem de dünya tarihi ile ilgili pek çok eser ve işlenen farklı temalar var. Özellikle yaz aylarında yurt dışı ve yurt içinden çok fazla ziyaretçi geliyor. Eğitim öğretim sezonunda ise okul grupları ziyaretleri çok fazla oluyor. Okul gruplarına bir rehber görevlendiriliyor. Aslında müze kavramına çocuklar biraz soğuk bakar. Ama bu müzeyi gezdikten sonra çocuklar müzeleri de sevmeye başlıyorlar. Çikolata gibi tatlı, güzel ve herkesin sevdiği bir malzemeyle daha güzel şeyler öğretebiliyorsunuz. Müze ziyaretçilerin zihninde eğlenceli, keyif alabilecekleri, bir şeyler öğrenebilecekleri, güzel vakit geçirebilecekleri bir yer haline geldiği için hem çocuklar adına hem de kültürel anlamda çok önemli bir hizmet olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
“Bu Müze Aynı Zamanda Bir Sanat Müzesi”
Yurt dışında çikolatayla ilgili pek çok müzenin genelde çikolatanın tarihi ve yapılışına odaklandığını belirten Baki, “Bu müze aynı zamanda bir sanat müzesi. Müzenin içerisinde yüzlerce, hammaddesi burada ürettiğimiz çikolatadan oluşan eser var. Heykel, mozaik, resim sanatlarını ve çeşitli tekniklerini bu müzede görebilirsiniz.” diyerek müzenin kendini sürekli yenilediğini vurguladı.
Selahattin Ayan tarafından pek çok teknikle müzedeki eserlerin yapıldığını söyleyen Baki, “Eserlerin bir kısmında heykel tekniği kullanılıyor. Bu teknikte çikolata, blok halinde döküldükten sonra ince ince işlenerek heykel formuna getiriliyor. Diğer teknik ise kalıplama tekniği. Bu teknik ise yapılması istenen temayı farklı bir materyalde, örneğin önce kil olarak heykelini oluşturup kalıbını çıkardıktan sonra üstüne çikolata dökülerek hazırlanmasını kapsıyor. Mozaik tekniği de var. Bunu da kendi ürettiğimiz çakıl taşı gibi görünen çikolataları kullanarak yapıyoruz.” dedi.
Müzenin derecesini oda sıcaklığının biraz daha altında tutarak eserleri koruduklarını söyleyen Baki, insanların başından sonuna keyifle gezecekleri bir müze olduğunu da ekledi.
Müze girişinde hediye olarak ziyaretçilere verilen çikolatanın ardından İstanbul’un simgelerinin bulunduğu İstanbul Odası’nı; Atatürk ve Çanakkale’nin simgelerinin yer aldığı Çanakkale Odası’nı; Dünyaca ünlü sanatçıların büstlerinin bulunduğu Sanatçılar Alanı’nı; dünyaca ünlü eserlerin yer aldığı Medeniyetler Salonu’nu; Kudüs Salonu’nu, Osmanlı Salonu’nu ve Çocuk Salonu’nu gezebilirsiniz.
Müzenin içerisinde ayrıca Mısır Çarşısı’nın replikası; çikolata tarihinin ve yapılışının anlatıldığı video gösterimi, dinlenme alanı ve müze satış noktaları da bulunuyor.
Pelit Çikolata Müzesi ile ilgili tüm bilgilere http://www.pelitcikolatamuzesi.com/ adresinden ulaşılabilir.
